Bir zincirin halkalari gibi birbirine baglanan öykülerden olusan bir roman Düs Parasi. Hepsi de bir sekilde birbiriyle iliskili olan karakterlerin hikayeleri, elden ele dolasan 10 liretlik bir madeni para araciligiyla anlatiliyor. Para bir karakterden digerine gecerken, hikayenin odaginin degismesiyle adeta edebi bir bayrak kosusuna tanik oluyoruz.
Yil 1933, yer Roma. Italyada diktatörlügün hüküm sürdügü bu zor dönemde gecen bir günün anlatiminda kimlerle tanismiyoruz ki meme kanserine yakalanmis hayat kadini Lina; diktatöre suikast yapmayi kafasina koymus ve bu yolda ölümü göze almis idealist Marcella; kendi kücük cikarlarindan ötesini görmeyen cicekci Dida Ana; en parlak dönemini coktan geride birakmis yasli ressam Clément ve digerleri. Yourcenar her biri kendi dünyasini icinde tasiyan bu karakterlerin kaygilarini, zaaflarini, umut ve umutsuzluklarini son derece siirsel bir dille anlatiyor; ama kliselerden arinmis, özgün tesbihlerle dolu, ustalikla yogurulup kivama getirilmis bir siirsellik bu. Olaylarin ve hikayelerin kurulusundaki ve birbirine baglanisindaki incelik de cabasi.
Düs Parasi her seyden önce, hepimizin hayatlarinin nasil ic ice gecmis oldugunu, tanimadigimiz insanlarla bile nasil her daim temas halinde oldugumuzu bize carpici bir sekilde hatirlatiyor.
