Tuhaf, yikici, ürkütücü ama hep etkileyici ritüellerle siir gibi örülmüs roman bilinmeyen bir yerde gecer. Genclige hazirlanan bir oglanin bilincinde gelisir anlati. Kahramanlarin oyunlarinin kadinlik, özgürlük, iskence ve cinsellige dair imgelerle birlesmesiyle ruhun karanliklarina bakisimiz genisler. Karsimizda duran ruhun manzarasidir; kesin bir sekilde o anda orada, simdide var olan, mesum, belirsiz duygularla, sezilerle dolu. Son derece incelikle yazilmis romanin üslubu ciddi, ayni zamanda oyuncudur; olgularin diliyle duanin sesi arasinda gider gelir, sonra vasatin ötesine yükselir. Güce, sikismisliga, umuda dair bir romandir bu umudun özgürlesmek icin yapilan en kücük jestlerde gizli oldugu. Ölüm ve Bahar cok iyi. Dehsetli siirsel, dehsetli kara. Simdiki üslubumla birinci tekil sahis, en ari, en beklenmedik bir anlatim, diyor Merc Rodoreda romanini editörüne sunarken Hayatim ona bagliymis gibi onunla mücadele ettim ... Size Ölümü verdigimde bir basyapit verecegim. Ancak yazar sözünü yirmi yil sonra tutabilecektir. Ölmeden birkac hafta önce Her seyden önce Ölümü bitirecegim, pek az kaldi, der. Rodoreda beni allak bullak etti. Gabriel Garca Mrquez
